- 0(506)843 20 09
- iletisim@yunussoysal.av.tr
Ankara Miras Avukatı Mı Arıyorsunuz?
Bu makalemizde sizlere Hizmet Tespit Davası Dilekçe Örneği paylaşacağız. Ancak önemle belirtmeliyiz ki, Hizmet Tespit Davası hukuki bilgiye dayandığından ilgili süreçlerin bir İş Hukuku Avukatının hukuki yardımı eşliğinde sürdürülmesini tavsiye ederiz.
Hizmet tespit davası, genellikle bir çalışanın işyerinde geçirdiği süre boyunca, özellikle sigorta primleri veya diğer sosyal güvenlik hakları konusunda ortaya çıkan belirsizlikleri gidermek amacıyla açılan bir hukuk davasıdır. Bu dava, özellikle çalışanın işvereni tarafından eksik bildirilen veya ödenmeyen sigorta primleri ve diğer sosyal güvenlik haklarıyla ilgili sorunları çözmek için kullanılır.
Hizmet tespit davası, bir işçinin işveren yanında çalıştığı sürelerin sigortalılık süresine dahil olup olmadığının tespiti için açılan bir davadır. Bu dava, işçinin emeklilik hakkı, işsizlik maaşı, kıdem tazminatı, yıllık izin gibi çeşitli haklarından yararlanabilmesi için gereklidir. Bundan dolayı hizmet tespit davası dilekçesi çok önemlidir.
Hizmet tespit davası süreci, genellikle iş mahkemesinde yürütülür. Davayı açan taraf, mahkemeye başvuru yaparken bir hizmet tespit davası dilekçesi sunar. Dilekçede, davacının kimliği, talepleri, sebepleri ve delilleri ayrıntılı bir şekilde ifade edilmelidir. Dilekçe, mahkeme tarafından incelenir ve gerekli değerlendirmeler yapılır. Hizmet tespit davası, özellikle sosyal güvenlik hakları ve eksik maaş sorunlarıyla ilgili adaletin sağlanması açısından önemli bir hukuki süreçtir. SGK başvurusu ve mahkeme süreci, çalışanın haklarını korumak ve hukuki güvence sağlamak adına etkili bir yol sunar. Ancak, bu tür davaların açılması öncesinde uzman bir hukuk danışmanına başvurmak her zaman önerilir.
Hizmet tespit davası, genellikle bir iş ilişkisinden doğan hukuki belirsizlikleri gidermek amacıyla açılan bir hukuk davası türüdür. Bu makalede, özellikle “hizmet tespiti SGK başvuru dilekçesi,” “hizmet tespit dava dilekçesi,” “eksik maaş,” ve “SGK hizmet tespit davası” kavramları üzerinde durularak, bu dava sürecinin nasıl işlediği ve eksik maaş sorunlarının çözümüne nasıl katkı sağladığı incelenecektir.
Hizmet tespiti davası, genellikle eksik maaş sorunlarının çözümü için etkili bir yol olabilir. Çalışan, SGK’ya yaptığı başvuru ve ardından açtığı dava ile eksik maaşlarını adaletli bir şekilde talep edebilir. Mahkeme kararıyla işveren, eksik bildirilen veya ödenmeyen primleri ödemekle yükümlüdür.
Hizmet tespit davası, bir çalışanın işyerinde geçirdiği süre boyunca ortaya çıkan belirsizlikleri gidermek ve sosyal güvenlik haklarını korumak amacıyla açılan bir hukuk davasıdır. Bu dava, çeşitli şartların yerine getirilmesi üzerine başlatılabilir. İşte hizmet tespit davası açabilmek için gereken temel şartlar:
Belirsizlik veya İhtilaf Durumu: Hizmet tespit davası, genellikle çalışan ile işveren arasında ortaya çıkan belirsizlik veya ihtilaflı durumlar sonucunda açılır. Çalışanın işyerinde geçirdiği süreyle ilgili sosyal güvenlik hakları veya prim ödemeleri konusunda belirsizlik bulunmalıdır.
SGK Başvurusu: Çalışan, hizmet tespiti talebini belgelemek amacıyla öncelikle SGK’ya başvuruda bulunmalıdır. SGK başvurusu, eksik bildirilen primlerin veya diğer sosyal güvenlik haklarının düzeltilmesi için ilk adımdır.
Başvurunun Sonuçsuz Kalması veya Anlaşmazlık: SGK başvurusu sonuçsuz kalırsa veya çalışan ile işveren arasında anlaşmazlık devam ederse, çalışan hizmet tespiti davası açabilir. Mahkemeye başvurulmadan önce SGK başvurusu yapılması genellikle zorunlu bir adımdır.
Avukatın İlgisi: Hizmet tespit davası sürecinde, bir avukatın hukuki yardımı önemlidir. Avukat, hizmet tespit dava dilekçesini hazırlayarak mahkemeye sunar ve davayı yürütür. Hukuki sürecin etkili bir şekilde yürütülmesi için avukatın profesyonel deneyimi büyük önem taşır.
Delillerin İncelenmesi: Mahkeme sürecinde taraflar, eksik bildirilen primlerin veya sosyal güvenlik haklarının varlığını veya yokluğunu ispatlamak için deliller sunar. Tarafların sunacağı belgeler ve tanıklar, mahkemenin doğru bir karar vermesini sağlamak adına büyük önem taşır.
Hemen aşağıda hizmet tespit davası dilekçe örneğini bulabilirsiniz. Dilekçe örneğine başlamadan önce belirtmeliyiz ki, hizmet tespit davası hukuki bilgiye dayandığı için ilgili süreçlerin bir İş Hukuku Avukatının hukuki yardımı ile yürütülmesini tavsiye ederiz.
……………. NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE
DAVACI : …………………….. (TC:………………..)
VEKİLİ : AV. YUNUS SOYSAL
Kavaklıdere Mah. Havuzlu Sk. No:4/13 Çankaya/ANKARA
DAVALI : …………………….. (TC:………………..)
…………………………(adres)… …………….
KONU : Davacı Müvekkilin 01/06/…. – 01/05/….. Tarihleri Arasında Sigortalı Olarak Çalıştığı Hizmetlerinin Tespitine Karar Verilmesi Talebidir.
AÇIKLAMALAR :
Davacı müvekkil, davalı …….. ünvanlı işverenliğin ……….. Mah. ……….Tesisleri Ankara adresinde bulunan işyerinde 01/06/….. – 01/05/…… tarihleri arasında belirsiz süreli hizmet akdi ile kesintisiz olarak çalışmıştır. Müvekkil belirtilen süre içerisinde kesintisiz olarak davalı işverenlik nezdinde çalışmasını sürdürmüşse de davalı işveren tarafından işverenlik nezdindeki tüm çalışmasının, ilgili sigorta müdürlüğüne zamanında bildirilmediği ve SGK primlerinin eksik yatırıldığı görülmüştür. Bu haksız duruma karşın yasadan kaynaklanan hakları kendisine ödenmemiş olduğundan davacı müvekkilin tam zamanlı çalıştığının tespiti için işbu davayı ikame etme zarureti hasıl olmuştur.
Davacı müvekkil davalı ……… ünvanlı işyerinde 01/06/…… tarihinden itibaren çalışmaya başlamıştır. Ancak davalı işverenlik davacı müvekkilin işe giriş bildirgesini çalışmaya başladığı tarihten sonra 01/05/…….. tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmiştir. İşverenlik davacı müvekkilin işe giriş bildirgesini, müvekkilin çalışmaya başladığı tarihten yaklaşık 1 yıl sonra vermiş olmasının yanı sıra müvekkil 01/06/……. – 01/05/….. tarihleri arasında kesintisiz çalışmasına rağmen davalı işverenlik müvekkilin çalıştığı dönemleri eksik olarak göstermiş, çalışılan dönemler boyunca sürekli giriş çıkış bildirgeleri verilerek müvekkilin hak kaybı yaşamasına sebebiyet verilmiştir. Nitekim davacı müvekkilin hizmet döküm kaydından görüleceği üzere davacı işverenlik davacı müvekkilin çalıştığı dönemleri Sosyal Güvenlik Kurumu’na ;
01/05/………. (işe giriş) – 12/09/……… (işten çıkış)
01/07/………. (işe giriş) – 30/05/……… (işten çıkış)
01/08/………. (işe giriş) – (davalı işverenlikçe halen işten çıkış bildirgesi verilmemiştir)
olarak bildirmişse de davacı müvekkil 01/06/……… – 01/05/….. tarihleri arasında davalı işverenlikte kesintisiz olarak çalışmış ve 01/05/………. tarihi itibari ile davalı işverenlikteki çalışmaları sona ermiştir.
Bunun yanı sıra davacı müvekkilin 01/06/……… – 01/05/…….. tarihleri arasındaki çalışması kesintisiz olmasına rağmen davalı işverenlik davacı müvekkil için ;
Sgk kayıtları üzerinden yapılacak incelemede açıkça görüleceği üzere davalı işverenlikçe müvekkilin hizmet gün bildirimleri müvekkil tam zamanlı çalışmış olmasına rağmen eksik yapılmıştır. Davacı müvekkil işten çıktığı …….. yılındaki son net maaşı ……. olup tüm çalışma dönemi boyunca asgari ücretten yüksek bir maaşla çalışan davacı müvekkilin sigorta primleri de davalı işverenlikçe düşük yatırılmıştır.
Davacı müvekkil 01/06/……. tarihinde davalı yan nezdinde çalışmasına başlamış ancak sigorta bildirimi bu tarihten ……. ay sonra 01/05/……. tarihinde yapılmıştır. Mahkemenizce de bilindiği üzere, işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin işlemez. Nitekim ;
” … 18. İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği 506 sayılı Kanun’un 79. maddesinin 1. fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişi vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması hâlinde artık Kanun’un 79. maddesinin 10. fıkrasında yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir. Diğer taraftan, Kurum tarafından yapılan bir tespitin olması hâlinde de aynı kabul şekline ulaşılmaktadır. Bu kabul şeklinin temelinde yatan neden, hiç bildirim yapılmayan sigortalılarla, kısmi bildirim yapılan sigortalıların aynı hukuksal statüye tabi tutulmalarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağının kabulüdür.
açıklamasına yer vererek işe giriş bildirgesinden önceki çalışmalar yönünden kesintisiz çalışmanın varlığı halinde hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını hüküm altına almıştır. Somut olayda davalı işverenlikçe yapılmış işe giriş bildirimleri bulunduğundan somut olayda hak düşürücü süreden söz etmek mümkün değildir.
Davacı müvekkil 01/06/……. – 01/05/……. tarihleri arasında kesintisiz çalışmasına rağmen davalı işverenlik müvekkilin çalıştığı dönemleri eksik olarak göstermiş ve primlerini yatırmamıştır. Davalı taraf müvekkilin çalıştığı dönemlerde sürekli giriş çıkış bildirgeleri verilerek müvekkilin hak kaybı yaşamasına sebebiyet vermiştir. Yukarıda açıklanan sebepler, SGK kayıtları ile tanık anlatımlarıyla da ortaya konulacağı üzere müvekkil kanunen kendisine tanınmış haklarının tamamına haizdir.
Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizce re’sen dikkate alınacak tüm nedenlerle sair işçilik hak ve alçaklarımız ile fazlasını talep ve dava etme hakkımız saklı kalmak kaydıyla davacı müvekkilin bildirilmeyen/eksik bildirilen 01/06/……. – 01/05/……. tarihleri arasında sigortalı olduğunun tespiti amacıyla işbu davayı açma zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER : İş Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, sair ilgili mevzuat
DELİLLER : Karşı tarafça sunulacak delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla;
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda açıklanan ve Mahkemenizce re’ sen dikkate alınacak tüm nedenlerle: Davacı Müvekkilin davalı işverenlik nezdinde 01/06/……. – 01/05/……. tarihleri arasında kesintisiz olarak sigortalı olarak çalıştığı hususunun tespitine, çalışma süreleri boyunca ödenmeyen SGK primlerinin ödenmesine, Davanın SGK’na ihbarına, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ederiz. …/…./……..
DAVACI VEKİLİ
AV. YUNUS SOYSAL
……………. NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE
DAVACI : …………………….. (TC:………………..)
VEKİLİ : AV. YUNUS SOYSAL
Kavaklıdere Mah. Havuzlu Sk. No:4/13 Çankaya/ANKARA
DAVALI : …………………….. (TC:………………..)
…………………………(adres)… …………….
KONU : Müvekkilin ……… – ………….. tarihler arasında geçen süre içinde davalı bünyesinde sigortalı olarak çalıştığının ve bu süre içerisinde eksik ödenmiş bulunan sigorta primlerinin tespiti ile eksik primlerin tamamlatılmasına karar verilmesi istemimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil, … sigorta sicil numaralı davalı firmada …/…/… tarihleri ile …/…/… tarihleri arasında ustabaşı sıfatı ile çalışmış bulunmaktadır. Müvekkile bu dönem çalışması esnasında işveren tarafından sigortasının yapıldığı bildirilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından müvekkilin sigortalı olduğu bildirilmişse de müvekkil emeklilik işlemleri ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’na …/…/…. tarihinde müracaat ettiğinde, kurum tarafından emeklilik süresinin dolmadığı . işveren tarafından … gün eksik prim ödemesinin bulunduğu …/…/… tarihli cevap yazı ile kendisine bildirilmiştir.
Bu durum müvekkilimizin maddi kayba uğramasına neden olduğu gibi emeklilik işlemlerinin de gecikmesine sebep olmuştur.
Sosyal Güvenlik Kurumu … Bölge Müdürlüğü tarafından müvekkilimizin tam çalıştığı halde eksik prim ödenen günlerinin sigortalık hizmetlerinden sayabilmesi ve eksik ödenen primlerin işverene tamamlattırılması için iş bu davanın açılması zorunluluğu tarafımızca hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : İş Kanunu, 5510 sayılı kanun ve ilgili sair mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER :
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce resen dikkate alınacak nedenlerle müvekkilin davalı … Şirketi’nde yukarıda belirtilen tarihler arasında bir fiil çalıştığının ve bu süre içerisinde eksik ödenmiş bulunan sigorta primlerinin tespiti ile müvekkilimizin emekliliğe hak kazanabilmesi amacıyla eksik primlerin işverence tamamlatılmasına karar verilmesini, davanın SGK’na ihbarına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz.
DAVACI VEKİLİ
AV. YUNUS SOYSAL
Yazımızı burada noktalıyoruz ve faydalı olmasını diliyoruz. Ankara İş Hukuku Avukatı Yunus Soysal, İş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların yargı mercileri önünde çözülmesine ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık desteği sağlamaktadır. Ankara İşçi Avukatı Yunus Soysal alanına giren davalarda her tür hukuki süreç takibini yerine getirmektedir. Hukuki süreçlerin Ankara Miras Avukatı ile yürütülmesi ortaya çıkabilecek hak kayıplarının engellenmesinde büyük öneme sahiptir. Sizlerin de İş Hukuku Avukatına ihtiyacınız varsa Ankara İşçi Avukatı Avukat Yunus Soysal ile iletişime geçebilirsiniz.
Ankara merkezli hukukçudur. Uzmanlık alanları arasında Kira Hukuku, Miras Hukuku, İdare Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku ve Gayrimenkul hukuku bulunmaktadır. Ankara Barosuna bağlı serbest avukat olarak gerçek ve tüzel kişi müvekkillerin her tür hukuki süreç takibini ve dava takibini yürütmektedir. Mesleki bilgisi ve tecrübesiyle kendi alanındaki davalarda müvekkillerine en iyi sonuçları sunma konusunda azimlidir. Adaletin her zaman en yüksek standartlarda uygulanmasını, bu sayede hukuki süreçlerde bilinçli, etkin ve doğru kararlar alınmasını sağlamaktadır. Müvekkillerimize sunduğumuz hizmetlerimiz kapsamında hedeflenen amaçlara en doğru hukuki destek ile ulaşabilmelerini sağlamayı etik değerlerimize olan bağlılığımız ile elde etmeye gayret göstermekteyiz.
Av. Yunus Soysal İletişim
Web Tasarım: Veomer | Tüm hakları saklıdır. © 2024 Ankara Miras Avukatı