Ankara Miras Avukatı Mı Arıyorsunuz?

img-0

1999 ÖNCESİ HİZMET TESPİT DAVASI

img-1  

Bu makalemizde 1999 Öncesi Hizmet Tespit Davası hakkında bilgileri sizlerle paylaşacağız. Ancak önemle belirtmeliyiz ki 1999 Öncesi Hizmet Tespit Davası ve sonrasında yürütülecek süreç hukuki bilgiye dayandığından ilgili süreçlerin bir İşçi Avukatının hukuki yardımı eşliğinde sürdürülmesini tavsiye ederiz.

Hizmet Tespit Davası Nedir ?

5510 sayılı Kanun’a uyarınca sigortalı işlerde çalışanların, Sosyal Güvenlik Kurumunca tespit edilemeyen, eksik bildirilen veya hiç  tescil edilmediğinin sonradan öğrenildiğinde tespiti amacıyla açılan davadır.  İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği 506 sayılı Kanun’un 79. maddesinin 1. fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişi vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması hâlinde artık Kanun’un 79. maddesinin 10. fıkrasında yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.

img-2

Hizmet Tespit Davası Dilekçe Örneği

 

……………. NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE

DAVACI                 : …………………….. (TC:………………..)

VEKİLİ                   : AV. YUNUS SOYSAL

Kavaklıdere Mah. Havuzlu Sk. No:4/13 Çankaya/ANKARA

DAVALI                : …………………….. (TC:………………..)

…………………………(adres)… …………….

KONU                   : Davacı Müvekkilin 01/06/…. – 01/05/….. Tarihleri Arasında Sigortalı Olarak Çalıştığı Hizmetlerinin Tespitine Karar Verilmesi Talebidir.

AÇIKLAMALAR  :

Davacı müvekkil, davalı …….. ünvanlı işverenliğin ……….. Mah. ……….Tesisleri Ankara adresinde bulunan işyerinde 01/06/….. – 01/05/…… tarihleri arasında belirsiz süreli hizmet akdi ile kesintisiz olarak çalışmıştır. Müvekkil belirtilen süre içerisinde kesintisiz olarak davalı işverenlik nezdinde çalışmasını sürdürmüşse de davalı işveren tarafından işverenlik nezdindeki tüm çalışmasının, ilgili sigorta müdürlüğüne zamanında bildirilmediği ve SGK primlerinin eksik yatırıldığı görülmüştür. Bu haksız duruma karşın yasadan kaynaklanan hakları kendisine ödenmemiş olduğundan davacı müvekkilin tam zamanlı çalıştığının tespiti için işbu davayı ikame etme zarureti hasıl olmuştur.

Davacı müvekkil davalı ……… ünvanlı işyerinde 01/06/…… tarihinden itibaren çalışmaya başlamıştır. Ancak davalı işverenlik davacı müvekkilin işe giriş bildirgesini çalışmaya başladığı tarihten sonra 01/05/…….. tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmiştir. İşverenlik davacı müvekkilin işe giriş bildirgesini, müvekkilin çalışmaya başladığı tarihten yaklaşık 1 yıl sonra vermiş olmasının yanı sıra müvekkil 01/06/……. – 01/05/….. tarihleri arasında kesintisiz çalışmasına rağmen davalı işverenlik müvekkilin çalıştığı dönemleri eksik olarak göstermiş, çalışılan dönemler boyunca sürekli giriş çıkış bildirgeleri verilerek müvekkilin hak kaybı yaşamasına sebebiyet verilmiştir.

Nitekim davacı müvekkilin hizmet döküm kaydından görüleceği üzere davacı işverenlik davacı müvekkilin çalıştığı dönemleri Sosyal Güvenlik Kurumu’na ;

01/05/………. (işe giriş)  – 12/09/……… (işten çıkış)

01/07/……….  (işe giriş) – 30/05/……… (işten çıkış)

01/08/………. (işe giriş) – (davalı işverenlikçe halen işten çıkış bildirgesi verilmemiştir)

olarak bildirmişse de davacı müvekkil  01/06/……… – 01/05/….. tarihleri arasında davalı işverenlikte kesintisiz olarak çalışmış ve 01/05/………. tarihi itibari ile davalı işverenlikteki çalışmaları sona ermiştir.

Bunun yanı sıra davacı müvekkilin 01/06/……… – 01/05/…….. tarihleri arasındaki çalışması kesintisiz olmasına rağmen davalı işverenlik davacı müvekkil için ;

  • ……. yılında ……. gün çalışması bulunduğuna ilişkin hizmet bildiriminde bulunmuştur.
  • ……. yılında ……. gün çalışması bulunduğuna ilişkin hizmet bildiriminde bulunmuştur.
  • ……. yılında ……. gün çalışması bulunduğuna ilişkin hizmet bildiriminde bulunmuştur.
  • ……. yılında ……. gün çalışması bulunduğuna ilişkin hizmet bildiriminde bulunmuştur.

Sgk kayıtları üzerinden yapılacak incelemede açıkça görüleceği üzere davalı işverenlikçe müvekkilin hizmet gün bildirimleri müvekkil tam zamanlı çalışmış olmasına rağmen eksik yapılmıştır. Davacı müvekkil işten çıktığı …….. yılındaki son net maaşı ……. olup tüm çalışma dönemi boyunca asgari ücretten yüksek bir maaşla çalışan davacı müvekkilin sigorta primleri de davalı işverenlikçe düşük yatırılmıştır.

Davacı müvekkil  01/06/…….  tarihinde davalı yan nezdinde çalışmasına başlamış ancak sigorta bildirimi bu tarihten  …….   ay sonra 01/05/…….  tarihinde yapılmıştır. Mahkemenizce de bilindiği üzere, işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin işlemez. Nitekim ;

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/2141 E. – 2020/585 K. Sayılı kararında ;

“21. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, sigortalının aynı işyerinden verilmiş birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı hâlinde hak düşürücü süre, her kesim çalışma için ayrı ayrı hesap edilmelidir. Kesintili çalışmanın varlığı hâlinde, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen olgular dikkate alınarak belirlenmelidir.

22.Ne var ki, işverenin sigortalıyı işe alır almaz yasal süre içinde işe giriş bildirgesini vermemesi uygulamada sıkça karşılaşılan bir gerçektir. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinden önceki çalışmalar yönünden, sigortalının çalışmasının kesintisiz olarak devam etmiş olması hâlinde, çalışmaya ilişkin Yönetmelikte düzenlenen belgelerden olan işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmiş olması karşısında hak düşürücü süreden söz etmek mümkün olmayacaktır. Burada önemli olan ve dikkat edilmesi gereken husus çalışmasının kesintisiz (aralıksız) devam ettiği hususunun sigortalı veya hak sahibi tarafından kanıtlanmış olmasıdır.”

açıklamasına yer vererek işe giriş bildirgesinden önceki çalışmalar yönünden kesintisiz çalışmanın varlığı halinde hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını hüküm altına almıştır. Somut olayda davalı işverenlikçe yapılmış işe giriş bildirimleri bulunduğundan somut olayda hak düşürücü süreden söz etmek mümkün değildir.

Davacı müvekkil 01/06/…….  – 01/05/……. tarihleri arasında kesintisiz çalışmasına rağmen davalı işverenlik müvekkilin çalıştığı dönemleri eksik olarak göstermiş ve primlerini yatırmamıştır. Davalı taraf müvekkilin çalıştığı dönemlerde sürekli giriş çıkış bildirgeleri verilerek müvekkilin hak kaybı yaşamasına sebebiyet vermiştir. Yukarıda açıklanan sebepler, SGK kayıtları ile tanık anlatımlarıyla da ortaya konulacağı üzere müvekkil kanunen kendisine tanınmış haklarının tamamına haizdir.

Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizce re’sen dikkate alınacak tüm nedenlerle sair işçilik hak ve alçaklarımız ile fazlasını talep ve dava etme hakkımız saklı kalmak kaydıyla davacı müvekkilin bildirilmeyen/eksik bildirilen  01/06/…….  – 01/05/…….  tarihleri arasında sigortalı olduğunun tespiti amacıyla işbu davayı açma zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER  : İş Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, sair ilgili mevzuat

DELİLLER                   : Karşı tarafça sunulacak delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla;

  1. SGK Kayıtları
  2. Tanık Anlatımları,
  3. Davacı müvekkilin şahsi sicil dosyası,
  4. Maaş ödemelerine ilişkin belgeler (celbi gerekmektedir)
  5. Davacı müvekkilin işe giriş ve çıkış bildirgeleri
  6. Bilirkişi incelemesi, tanık, keşif, yemin ve her türlü yasal delil.

SONUÇ VE TALEP    : Yukarıda açıklanan ve Mahkemenizce re’ sen dikkate alınacak tüm nedenlerle: Davacı Müvekkilin davalı işverenlik nezdinde  01/06/…….  – 01/05/…….   tarihleri arasında kesintisiz olarak sigortalı olarak çalıştığı hususunun tespitine, çalışma süreleri boyunca ödenmeyen SGK primlerinin ödenmesine, Davanın SGK’na ihbarına, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ederiz. …/…./……..

DAVACI VEKİLİ

AV. YUNUS SOYSAL

Yazımızı burada noktalıyoruz ve faydalı olmasını diliyoruz. Sizlerin de İş Hukuku alanında bir avukata ihtiyacınız varsa Ankara İşçi Avukatı Avukat Yunus Soysal ile iletişime geçebilirsiniz.

Mesaj Gönder
1
Scan the code
Merhaba.
Avukata mesaj göndermek için tıkla.