- 0(506)843 20 09
- iletisim@yunussoysal.av.tr
Ankara Miras Avukatı Mı Arıyorsunuz?
Bu makalemizde Doçentlik Eser İnceleme İtirazı ve Doçentlik Davası ile ilgili bilgileri sizlerle paylaşacağız. Doçentlik Eser İnceleme İtirazı ve Doçentlik Davası süreci uzmanlık gerektiren hukuki bilgiye dayandığından ilgili süreçlerin bir İdare Hukuku Avukatının hukuki yardımı eşliğinde sürdürülmesini tavsiye ederiz.
Doçentlik, akademik kariyerin önemli aşamalarından biri olup, adayların belirli şartları sağlamaları ve akademik yeterliliklerini kanıtlamaları gerekmektedir. Ancak, bazı durumlarda doçentlik başvuruları çeşitli gerekçelerle reddedilebilmektedir. Bu reddin haklı olmadığını düşünen adaylar, hukuki yollara başvurarak itiraz edebilir ve iptal davası açabilirler. Bu makalede, doçentlik başvurularının reddi kararlarına karşı izlenebilecek hukuki yollar detaylı şekilde ele alınacaktır.
Doçentlik başvurusu, adayın akademik yeterliliklerini sunarak belirli bir jüri önünde değerlendirilmesi sürecidir. Doçentlik başvuruları, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından belirlenen bilimsel kriterler ve etik ilkeler doğrultusunda değerlendirilir. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen bu süreçte, bilimsel çalışmalar, yayınlar, proje çalışmaları ve diğer akademik kriterler göz önünde bulundurulur. Ancak, bazı durumlarda başvuru reddedilebilir. Doçentlik Eser İnceleme İtirazı ve Doçentlik Davası için bu red sebepleri büyük önem arz etmektedir. Nitekim bu red sebeplerine karşı ileri sürülecek itiraların değerlendirilmesi neticesinde bir hukuki süreç başlayacaktır. Başvurunun reddedilmesine neden olabilecek durumlar şunlardır:
Buna ek olarak, bazı durumlarda adayın eserlerinin yayımlandığı dergilerin şaibeli veya yağmacı olduğu tespit edilebilir. Bu durumda adayın sunduğu eserler geçersiz sayılabilir ve başvurusu reddedilebilir. Bu gerekçelerle başvurusu reddedilen adaylar, haklarını hukuki yollardan arayabilir.
Doçentlik başvurusunun reddedilmesi durumunda ilk olarak idari itiraz yolu tercih edilebilir. İtiraz, kararın yeniden değerlendirilmesini talep etmek amacıyla yapılır. Doçentlik Yönetmeliği gereğince, adaylar, başvurularının reddedilmesine karşı ilgili kurullara itiraz edebilirler. Bu itirazlar genellikle, jüri üyelerinin değerlendirme raporlarındaki olası hatalara veya yanlış anlaşılmalara dayandırılır. İtiraz sürecine ilişkin temel adımlar şunlardır:
İtiraz sürecinden sonuç alınamadığı, yapılan itiraz red kararı ile sonuçlandırıldığı takdirde, bir üst hukuki yol olarak iptal davası açılabilir. İptal davası, idari yargıda açılan ve idari işlemin iptalini talep eden bir davadır. Doçentlik başvurularında da reddedilen adaylar, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu düşündükleri takdirde iptal davası açabilirler. Doçentlik Eser İnceleme İtirazı ve Doçentlik Davası süreci uzmanlık gerektiren hukuki bilgiye dayandığından ilgili süreçlerin bir İdare Hukuku Avukatının hukuki yardımı eşliğinde sürdürülmesi gerekmektedir. Yapılan itirazın reddi halinde doğru temellendirme yapıldığı takdirde İdare Mahkemesi nezdinde açılacak davalarda olumlu sonuç alınması mümkündür.
İptal davalarında, iki ana nokta davaya dayanak teşkil etmektedir. Bunlar; Bilimsel ve teknik değerlendirmenin hatalı ve subjektif olduğu ve değerlendirmede usul hataları yapıldığı itirazıdır. Bilirkişiler, başvuru dosyası üzerinde bilimsel bir inceleme yaparak, eserin veya yayınların kriterleri karşılayıp karşılamadığını belirler Bu nedenle yargı sürecinde bilirkişi raporları, davanın seyrini belirleyen en önemli unsurlardan biridir.
Doçentlik başvurularının şartları, usulü ve değerlendirme sürecine ilişkin hususlar, Yükseköğretim Kanunu’nun 24’üncü maddesi ile Doçentlik Yönetmeliği’nin ilgili hükümleri altında düzenlenmiştir. Doçentlik Yönetmeliği’nin 4 ila 6’ncı maddeleri kapsamında getirilen düzenlemeler uyarınca;
Doçentlik başvurusunda bulunacak olan bir adayın, “Üniversitelerarası Kurulun görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından her bir bilim veya sanat disiplininin özellikleri dikkate alınarak belirlenecek asgari sayı ve nitelikte özgün bilimsel yayın ve çalışmalar” yapmış olması gerekmektedir. Söz konusu şart ile birlikte Doçentlik Yönetmeliği’nin 4’üncü maddesinde belirtilen diğer şartları haiz olan adaylar başvuruda bulunabileceklerdir.
Adayların süresi içerisinde başvurularını tamamlamasını müteakiben, Doçentlik Komisyonu tarafından her bir aday için “başvurulan bilim/sanat alanı göz önünde bulundurularak değerlendirme yapmak üzere” beş asıl ve iki yedek üyeden oluşan jüri teşkil edilmektedir. İlgili adayın başvurduğu bilim/sanat alanında yeterli öğretim üyesinin bulunmaması halinde, jürinin üç asıl ve bir yedek üyeden oluşturulması da mümkün kılınmıştır.
Doçentlik değerlendirme jürisi, ilk etapta bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırılık bulunup bulunmadığı ve asgari başvuru şartlarının sağlanıp sağlanmadığı yönünden bir değerlendirme yapmaktadır. Jürinin, asgari başvuru şartlarının sağlanmadığı yönündeki değerlendirme raporları Doçentlik Komisyonu tarafından incelenmekte ve bu durumun tespiti halinde doçentlik başvurusu iptal edilmektedir.
Adayın asgari başvuru şartlarını sağladığının tespit edilmesi halinde ise ilgili jüri üyesine/üyelerine “başarılı/başarısız” şeklinde değerlendirme raporu hazırlaması için Doçentlik Komisyonu tarafından ek süre verilmektedir. Tanınan süre içinde rapor düzenlemeyen jüri üyesinin görevi Doçentlik Komisyonu tarafından sonlandırılmakta olup görevi sonlandırılan üye/üyeler ile “asgari başvuru şartlarını sağlamamıştır” görüşünde ısrar eden üye/üyeler yerine yedek üye raporları sırasıyla değerlendirmeye alınmaktadır.
Bu durumda jüri üyelerince, adayın akademik çalışmalarının niteliği ve bilim/sanat alanına katkısını esas almak suretiyle “başarılı” veya “başarısız” yönündeki kanaatini belirten ayrıntılı ve gerekçeli bir değerlendirme raporu hazırlanmaktadır. Değerlendirme sonucunda bir adayın başarılı olarak kabul edilmesi için beş üyeden oluşan jürilerde en az üç üye tarafından, üç üyeden oluşan jürilerde ise en az iki üye tarafından “başarılı” addedilmiş olması gerekmektedir.
Söz konusu düzenlemelerden anlaşıldığı üzere, bilhassa adayların akademik çalışmalarının niteliği ve bilim ya da sanat alanına katkısı yönünden yapılacak olan değerlendirmelerde jüri üyelerine geniş bir takdir alanı bırakılmıştır. Bu bağlamda jüri üyeleri kendi bilimsel değerlendirmeleri doğrultusunda kanaatlerini ortaya koymakta ve kişisel raporlarını sunmaktadırlar (KDK, Başvuru No : 2023/14255 2022/4941, 22.09.2022, §13.1).
Bununla birlikte, jüri üyelerine başvuruların değerlendirmesi bağlamında geniş bir takdir alanı bırakılmış olması söz konusu değerlendirmelerin bütünüyle denetim alanı dışında kalacağı sonucunu ortaya çıkartmayacaktır. Bu bağlamda gerçekleştirilecek bir denetimde özellikle; takdir yetkisini ve kapsamını belirleyen kuralların tanımladığı çerçeve içerisinde hareket edilip edilmediği; yetkinin ilgili diğer hukuk kuralları ile uyumlu bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı; olay ve olguların doğru tespit edilip edilmediği; değerlendirme sonucunda ulaşılan kanaatin esaslı ve yerinde gerekçelere dayanıp dayanmadığı hususları ile genel olarak yetkinin kullanımında suistimal ya da keyfilik olup olmadığı değerlendirilecektir. Keza, benzer konularda yürütülen inceleme ve araştırmalarda, jüri üyelerince sunulan raporlarda objektif değerlendirmelerden uzaklaşılıp uzaklaşılmadığı ve sonuçta varılan kanaatin bilimsel ölçütlere dayanıp dayanmadığı gözetilmektedir.
3.1 Davaya Yetkili Mahkeme
Doçentlik başvurusunun reddine karşı açılacak iptal davaları, idare mahkemelerinde görülmektedir. Başvuru sahibinin ikamet ettiği yer mahkemesi veya Yükseköğretim Kurulu’nun bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
3.2 Dava Açma Süresi
İptal davası açmak için belirli bir süre bulunmaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, idari işlemlere karşı dava açma süresi, işlemin tebliğinden itibaren 60 gündür. Bu nedenle, doçentlik başvurusunun reddedilmesinden sonra adaylar bu süreyi kaçırmamalıdır.
3.3 Dava ve Hukuki Gerekçeler
İptal davası açarken, dava dilekçesinde reddedilen başvurunun hangi hukuki nedenlerle yanlış veya hukuka aykırı olduğunu belirtmek gerekmektedir. Dilekçede şu unsurlara dikkat edilmelidir:
Doçentlik başvurusu, adayların akademik kariyerlerinde önemli bir basamaktır; ancak bazen reddedilme durumu yaşanabilir. Bu tür durumlarda, adayların hukuki yollara başvurarak haklarını arama imkanı vardır. İtiraz ve iptal davası süreçleri, adayların adil bir değerlendirme sürecinden geçmelerini sağlayan önemli hukuki mekanizmalardır. Adaylar, başvurularının haksız bir şekilde reddedildiğini düşündüklerinde, idari ve yargı mercilerinde haklarını arayarak akademik kariyerlerini sürdürebilirler.
Yazımızı burada noktalıyoruz ve faydalı olmasını diliyoruz. Ankara İdare Hukuku Avukatı Yunus Soysal, Doçentlik Eser İnceleme İtirazı ve Doçentlik Davasına ilişkin uyuşmazlıkların yargı mercileri önünde çözülmesine ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık desteği sağlamaktadır. Ankara İdare Hukuku Avukatı Yunus Soysal alanına giren davalarda her tür hukuki süreç takibini yerine getirmektedir. Sizlerin de İdare Hukuku Avukatına ihtiyacınız iletişime Ankara İdare Hukuku Avukatı Yunus Soysal ile geçebilirsiniz.
Ankara merkezli hukukçudur. Uzmanlık alanları arasında Kira Hukuku, Miras Hukuku, İdare Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku ve Gayrimenkul hukuku bulunmaktadır. Ankara Barosuna bağlı serbest avukat olarak gerçek ve tüzel kişi müvekkillerin her tür hukuki süreç takibini ve dava takibini yürütmektedir. Mesleki bilgisi ve tecrübesiyle kendi alanındaki davalarda müvekkillerine en iyi sonuçları sunma konusunda azimlidir. Adaletin her zaman en yüksek standartlarda uygulanmasını, bu sayede hukuki süreçlerde bilinçli, etkin ve doğru kararlar alınmasını sağlamaktadır. Müvekkillerimize sunduğumuz hizmetlerimiz kapsamında hedeflenen amaçlara en doğru hukuki destek ile ulaşabilmelerini sağlamayı etik değerlerimize olan bağlılığımız ile elde etmeye gayret göstermekteyiz.
Av. Yunus Soysal İletişim
Web Tasarım: Veomer | Tüm hakları saklıdır. © 2024 Ankara Miras Avukatı