- 0(506)843 20 09
- iletisim@yunussoysal.av.tr
Ankara Miras Avukatı Mı Arıyorsunuz?
Bu makalemizde sizlere Menfi Tespit Davası Dilekçe Örneğini sizlerle paylaşacağız.Hukuk sistemimiz, bireylerin haklarını korumak ve hukuki ihtilafları çözmek adına çeşitli yollar sunmaktadır. Bu yollardan biri de 89/3 Menfi Tespit Davasıdır. Bu makalede, menfi tespit davası kapsamında dilekçe örneği, süreç, ve önemli detaylar ele alınacaktır. Ancak önemle belirtmeliyiz ki, Menfi Tespit Davası hukuki bilgiye dayandığından ilgili süreçlerin bir Ticaret Hukuku Avukatın hukuki yardımı eşliğinde sürdürülmesini tavsiye ederiz.
Menfi tespit davası, hukuki anlamda bir kişinin hakkını ya da hukuki durumunu korumak adına başvurduğu bir yargı yoludur. Türk hukuk sisteminde bu tür davaların temelini, genellikle bir belirsizlik durumunun ortadan kaldırılması veya hak kaybının önlenmesi oluşturur. Bu bağlamda, özellikle 89/3 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen “menfi tespit davası,” kira alacakları konusunda önemli bir yer tutmaktadır.
89/3 Menfi Tespit Davası, genellikle kira ilişkilerinde ortaya çıkan belirsizlik durumlarını gidermek amacıyla başvurulan bir hukuki süreçtir. Özellikle kiracı ve kiraya veren arasındaki ilişkide, kira bedelinin ne zaman ve hangi şartlarda ödeneceği gibi hususlarda belirsizlik söz konusu olduğunda bu tür bir davaya başvurulabilir. Bu noktada, taraflardan biri, genellikle kiracı, mahkemeden belirli bir konuda hüküm vermesini talep eder.
Menfi tespit davası, adından da anlaşılacağı gibi olumsuz bir durumun olmadığını ya da belirli bir durumun hukuki açıdan geçerli olduğunu tespit etmek için kullanılır. Örneğin, kiracı, kira sözleşmesinde belirtilen şartları yerine getirdiğini, kira bedelini düzenli olarak ödediğini veya belli bir dönemde sözleşmenin sona ereceğini belirtmek isteyebilir. Bu durumda, 89/3 Menfi Tespit Davası ile mahkemeden bu durumun tescil edilmesini talep edebilir.
Menfi tespit davası, hukuki bir belirsizliği ortadan kaldırmak ve taraflar arasında güvence oluşturmak amacıyla sıkça başvurulan bir hukuki yol olmasının yanı sıra, aynı zamanda uyuşmazlıkların önlenmesine de katkı sağlar. Özellikle kira ilişkilerinde, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların zamanında çözüme kavuşturulması, tarafların haklarını daha etkin bir şekilde korumalarına olanak tanır.
Sonuç olarak, menfi tespit davası, belirli bir durumun hukuki açıdan geçerli olduğunu tespit etmek amacıyla başvurulan bir hukuki süreçtir. Özellikle kira ilişkilerinde ortaya çıkan belirsizlikleri gidermek ve taraflara güvence sağlamak adına kullanılan bu davaya başvurmak, hukuki hakların korunması ve uyuşmazlıkların önlenmesi açısından önemli bir adımdır.
Menfi tespit davası, genellikle belirsizlik veya hukuki bir ihtilaf durumunda, tarafların hukuki konumlarını belirlemek amacıyla açılan bir hukuk davası türüdür. Bu konuda, menfi tespit davasının şartları genel olarak ele alınacak, özellikle “89/3 menfi tespit davası” ve “kira alacağı menfi tespit davası” gibi önemli alt kategoriler üzerinde durulacaktır.
Menfi tespit davası açmak için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar şu şekilde özetlenebilir:
Menfi tespit davası, hukuki belirsizlik ve ihtilafların çözümü için etkili bir araçtır. Özellikle iş ilişkileri ve kira ilişkilerinde sıkça başvurulan bu dava türü, tarafların haklarını korumak ve hukuki güvence sağlamak adına önemlidir. Ancak, bu tür davaların açılması öncesinde uzman bir hukuk danışmanına başvurmak her zaman önerilir.
Hemen alt metinde menfi tespit davası dilekçe örneğini bulabilirsiniz. Kira alacağı menfi tespit davası da aynı kapsama girmektedir. Ancak menfi tespit davası & 89/3 menfi tespit davalarında ve dilekçe örneklerinde alanında uzman bir avukatın danışmanlığını öneririz.
…………… NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE
DAVACI : …………………….. (TC:………………..)
VEKİLİ : AV. YUNUS SOYSAL
Kavaklıdere Mah. Havuzlu Sk. No:4/13 Çankaya/ANKARA
DAVALI : …………………….. (TC:………………..)
…………………………(adres)… …………….
KONU : Borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı isteminden ibarettir.
HED : ……………… TL (İcra Takip Çıkış Tutarı)
İCRA DOSYA : ……… İcra Müdürlüğü ……./………….. E.
AÇIKLAMALAR :
Davalı tarafın, müvekkil firmadan hiçbir alacağı ve taraflar arasında yapılmış bir sözleşme bulunmamasına rağmen kötüniyetli olarak haksız menfaat elde etmek amacıyla müvekkil ile aralarında taşınır kira sözleşmesinin bulunduğu ve bu sözleşmeden kaynaklı ödenmeyen kira alacağı olduğundan bahisle müvekkil firma aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün ……/…….. E. sayılı dosyası ile takip başlatmıştır. Söz konusu takibe ilişkin olarak davacı ve müvekkil arasında bir kira ilişkisi ve borç bulunmadığından ……. tarihinde yasal süresi içerisinde itiraz edilmiştir.
Tarafımızca takibe itiraz edilmesi üzerine davalı tarafça, takip konusu borcun taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinden kaynaklandığı, bu akitten doğan borcun ödenmediğini bu nedenle itirazın haksız olduğundan bahisle ….. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2018/787 Esas sayılı itirazın iptali davası açılmıştır. Davalının varlığını iddia ettiği kira sözleşmesindeki imzaya tarafımızca itiraz edilmiş ve sözleşmedeki imza ve kaşenin sahte olduğu mahkemeye bildirilmiştir. İşbu itirazımız üzerine mahkemece kira sözleşmesi üzerinde imza incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumunca yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen …… tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda davaya ve takibe konu dayanak kira sözleşmesindeki imzanın müvekkil firma yetkilisine ait olmadığı ortaya konulmuştur.
Müvekkil firma takibe ve davaya konu kira sözleşmesine taraf değildir. Davalı tarafça itirazın iptali davasına sunulan kira sözleşmesindeki imza tamamen kötüniyetli olarak davacı tarafça müvekkil firma yetkilisinin imzası taklit edilerek atılmıştır. Nitekim davaya ve takibe konu sözleşmedeki imzanın sahte olduğu hususu Adli Tıp Raporu ile de açıkça ortaya konulmuştur. Müvekkil firma kendinden sadır olmayan bir imzanın bulunduğu, davalı tarafın kendi kendine düzenlediği ve imzaladığı sahte bir kira sözleşmesinden hiçbir şekilde sorumlu olmayacağı açıktır.
Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/17664 E. – 2014/2174 K. sayılı 13/02/2014 tarihli kararında ”Somut olayda, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacının hattının 3.kişilerce davacının imzasının taklit edilmesi suretiyle, sahte imza ve form doldurma yöntemi ile gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki “haksız fiilden” kaynaklanmaktadır. Davalı ile sözleşmeyi akdeden davacı değil, davacının imzasını taklit ederek imza atan 3.kişilerin olduğunun anlaşılması karşısında taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin varlığından söz edilemeyeceği açıktır. ” imza taklidi ile oluşturulan sözleşmede imzası taklit edilen kişinin sözleşmenin tarafı olamayacağı yönünde karar vermiştir.
……….. Sulh Hukuk Mahkemesince takip dayanağı kira sözleşmesindeki imzanın sahte olduğu ortaya çıkmasına rağmen, takibe itiraz edilirken yalnızca borca itiraz edildiği, kira sözleşmesine ya da sözleşmedeki imzaya itiraz edilmediği bu hali ile kira sözleşmesinin her iki taraf açısından kesinleştiği, davalı tarafça borcun ödendiğine dair delil sunulmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile takibin devamına karar vermiştir.
Verilen işbu karar ile müvekkil firma sahte kira sözleşmesine dayanılarak başlatılan icra takibi sonucunda aslında borçlusu olmadığı borcu ödemek durumunda kalacaktır. Yapılan icra takibinin yerinde olmadığı, müvekkil ile davalı arasında hukuki ilişkinin bulunmadığı ve borcun mevcut olmadığının tespiti gerektiğinden tarafımızda işbu dava açma zarureti hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : İİK, HMK, TBK, ve sair ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Davalı tarafça sunulacak delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla;
İcra Müdürlüğü Dosyası
Kira sözleşmesi
Tanık, Bilirkişi İncelemesi, Yemin, Keşif ve sair her türlü yasal delil.
SONUÇ İSTEM: Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce re’sen dikkate alınacak hususlarla birlikte; Müvekkil firmanın sahte kira sözleşmesine dayalı başlatılan icra takibi nedeniyle borcu olmadığının tespitine, Davalının, haksız ve kötüniyetli olarak başlatılan icra takip bedeli olan …. TL’nin %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederim
DAVACI VEKİLİ
AV. YUNUS SOYSAL
…………… NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE
DAVACI : …………………….. (TC:………………..)
VEKİLİ : AV. YUNUS SOYSAL
Kavaklıdere Mah. Havuzlu Sk. No:4/13 Çankaya/ANKARA
DAVALI : …………………….. (TC:………………..)
…………………………(adres)… …………….
KONU : Borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı isteminden ibarettir.
HED : ……………… TL (İcra Takip Çıkış Tutarı)
İCRA DOSYA : ……… İcra Müdürlüğü ……./………….. E.
AÇIKLAMALAR :
Davalı yanca, dava dışı …’ın borcundan dolayı …. İcra Dairesi …/… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup …/../.. tarihinde mülkiyeti …’ne ait olan mallar haczedilmiştir. Bu bağlamda müvekkil ise … firmasının çalışanı olup, haciz baskısı ve tehdidi altında … lehine ../../.. tarihli haciz sırasında icra kefalet işlemi gerçekleştirilmiştir.
Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK m. 584/1’e göre eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Ancak kefalet işlemi gerçekleştirilirken kanunen aranmış bulunan şartlar yerine getirilmemiş olup müvekkilimizin eşinin bu kefalet işlemine yazılı rızası mevcut bulunmamaktadır.
Açıkladığımız nedenlerle TBK’nun 584 maddesi gereğince, müvekkilimizin ….İcra Müdürlüğü’nün …./… sayılı takip dosyalarındaki icra kefilliğinin geçersizliğine (iptaline) ve müvekkilimizin takip dosyalarındaki icra kefilliği nedeniyle davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi hususunda mahkemenize başvurma zaruretimiz hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : 6098 S. K. m. 581, 582, 583, 584 , 2004 S. K. m. 72
HUKUKİ DELİLLER :
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, icra kefilliğinin geçerli olmadığından davanın kabulüne, müvekkilin takip dosyalarındaki icra kefilliği nedeniyle davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkilimiz adına vekaleten talep ederiz.
DAVACI VEKİLİ
AV. YUNUS SOYSAL
Yazımızı burada noktalıyoruz ve faydalı olmasını diliyoruz. Sizlerin de Menfi Tespit Davası alanında bir Ticaret Hukuku Avukatına ihtiyacınız varsa Avukat Yunus Soysal ile iletişime geçebilirsiniz.
Ankara merkezli hukukçudur. Uzmanlık alanları arasında Kira Hukuku, Miras Hukuku, İdare Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku ve Gayrimenkul hukuku bulunmaktadır. Ankara Barosuna bağlı serbest avukat olarak gerçek ve tüzel kişi müvekkillerin her tür hukuki süreç takibini ve dava takibini yürütmektedir. Mesleki bilgisi ve tecrübesiyle kendi alanındaki davalarda müvekkillerine en iyi sonuçları sunma konusunda azimlidir. Adaletin her zaman en yüksek standartlarda uygulanmasını, bu sayede hukuki süreçlerde bilinçli, etkin ve doğru kararlar alınmasını sağlamaktadır. Müvekkillerimize sunduğumuz hizmetlerimiz kapsamında hedeflenen amaçlara en doğru hukuki destek ile ulaşabilmelerini sağlamayı etik değerlerimize olan bağlılığımız ile elde etmeye gayret göstermekteyiz.
Av. Yunus Soysal İletişim
Web Tasarım: Veomer | Tüm hakları saklıdır. © 2024 Ankara Miras Avukatı