- 0(506)843 20 09
- iletisim@yunussoysal.av.tr
Ankara Miras Avukatı Mı Arıyorsunuz?
Bu makalemizde sizlere Tapu İptal Ve Tescil Davası Emsal Kararlar sunarak Tapu iptal ve Tescil Davası ilgili bilgileri emsal Yargıtay kararları ışığında sizlerle paylaşacağız. Ancak önemle belirtmeliyiz ki, Tapu İptal Tescil Davası hukuki bilgiye dayandığından ilgili süreçlerin bir Gayrimenkul Avukatının hukuki yardımı eşliğinde sürdürülmesini tavsiye ederiz.
Tapu iptal ve Tescil Davası; Taşınmazın tapuda tescilinden sonra tescilin altındaki sebebin hukuken gerçek olmayan veya geçerli olmayan nedenlerle gerçekleşmiş olması yahut hukuken geçersiz olması halinde hak sahibi olan kişi tarafından ilgililere karşı tapunun iptali ile kendi adına tescili istemi ile açılacak davadır. Tapu iptali davası bir çok sebebe dayanabilir Bunlardan bazıları;
Aşağıda sizlerle farklı hukuki sebeplere dayanılarak açılmış davalarda verilen Tapu İptal Ve Tescil Davası Emsal Kararlarını paylaşıyoruz.
“Bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı (muvazaalı) olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilirler.”
“Toplanan delillerle dava konusu yerin aile konutu olduğu, satıştan itibaren ve halen bu şekilde kullanıldığı, davalı alıcının taraflarla aynı köylü olup, yerin aile konutu olduğunu bildiği anlaşılmaktadır. Davacı eşin satışa açık rızasının olduğu kanıtlanmadığı gibi; taşınmazın davalı alıcı tarafından üzerindeki ipotek ve hacizlerle birlikte 18.8.2006 tarihinde alındığı, üzerindeki ipotek bedelinin ise davacı eş tarafından satıştan sonra 15.5.2007 tarihinde ödendiği dosya kapsamı ile sabittir. Her ne kadar davalı alıcı tanıkları davacının satış sırasında tapuda olduğunu söylemişler ise de, taşınmazın değerinden fazla olan ipotek bedelinin davacı tarafından ödenmesi karşısında tanıkların bu beyanına dayanılarak davacının satışa muvafakatından söz edilemez. Açıklanan sebeplerle davanın kabulü gerekirken; reddi usul ve yasaya aykırıdır.”
“Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tazminat isteğine ilişkindir. Somut olayda, vekil R.’ın davacıya ait taşınmazı el ve işbirliği içinde olduğu eşi N’e vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle temlik ettiği, son kayıt maliki M’un da N’ün babası olup durumu bilen kişi konumunda bulunması nedeniyle iyiniyetli sayılamayacağı, dolayısı ile Türk Medeni Kanununun ilgili maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca; tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile tazminata hükmedilmesi doğru değildir.”
“Mirasbırakan adına ölüm tarihi itibariyle başka taşınmaz olup olmadığının araştırılması, var ise bunların değeri de keşfen saptanarak makul oranın buna göre belirlenmesi, murisin davacı ile dava dışı çocuklarına da taşınmaz temlik edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması ve kayıtlarının getirtilmesi, yapılacak değerlendirmede mirasbırakan tarafından 03.06.2004 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik edilen dava dışı taşınmazlar olduğunun da gözetilmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca değerlendirilip mirasbırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilip yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.”
“Somut olayda; taraflar arasındaki ilişkinin gerçek bir satış olmadığı, dosya arasında yer alan başlıklı belgeden anlaşıldığı kadarıyla, inanç sözleşmesine dayalı olduğu, davalı tarafından …-TL ödenerek ipoteğin kaldırıldığı hususları açıktır. Ancak davalı, davacıya elden de ……-TL verdiğini savunduğu halde bu husus açıklığa kavuşturulmuş değildir. Hal böyle olunca; davalının davacıya elden ….-TL verip vermediğinin açıklığa kavuşturulması, bu husus açıklığa kavuşturulur ise …..-TL’nin davacı tarafından mahkeme veznesine depo ettirilmesi, bu husus açıklığa kavuşturulmaz ise ….-TL’nin depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru değildir.”
“Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Somut olayda, davacıların dayandığı 29.04.1991 tarihli satış vaadi sözleşmesinde, taşınmazın alıcıya terk ve teslim edildiği belirtilmiştir. Mahkemece, resmi şekilde düzenlenen senetlerin aksinin ancak yine aynı nitelikte bir belge ile kanıtlanabileceği gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bir kısım tanıkların teslime ilişkin beyanlarına itibar edilerek zaman aşımı süresinin geçtiğinden bahisle davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.”
“Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ile; davaya konu taşınmazın tarafların murisi … tarafından öncelikle …’a satılmasına ve satın alan …’un kendisi de kirada bulunmasına rağmen taşınmazda hiç oturmayıp ölünceye kadar murisin oturması, taşınmazı dosyada tanık olarak dinlenen …’un bedeli karşılığında aldığını, taşınmazı davalı …’a devretmek üzere söz verdiği, bu söz nedeni ile de bedeli karşılığı almasına rağmen davalı …’a bono verdiğini beyan etmesi, taşınmaz için bedel ödeyen kişinin, devir sözü için açık bono vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu sebeple kendisinin emanetçi olarak değerlendirildiği, taşınmazların satış tarihindeki rayiç değerleri ile akit tablosundaki değerleri arasında aşırı fark bulunması, taşınmazların muristen davalılara devrine ilişkin arada bulunan … ve …’in davalılarla akrabalık bağlarının bulunması ve taşınmazları da hiç kullanmaması, yine davalı tanıklarından …’ın muristen duyduğu kadar ile taşınmazı oğulları … ve …’a devretmesi için …’e devrettiği şeklindeki beyanları da dikkate alındığında, murisin amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğu, asıl amacının taşınmazı davalılara bağış olduğu, bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının gerekçesine göre kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”
Yazımızı burada noktalıyoruz ve faydalı olmasını diliyoruz. Ankara Gayrimenkul Hukuku Avukatı Yunus Soysal, Gayrimenkul hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların yargı mercileri önünde çözülmesine ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık desteği sağlamaktadır. Ankara Gayrimenkul Hukuku Avukatı Yunus Soysal alanına giren davalarda her tür hukuki süreç takibini yerine getirmektedir. Sizlerin de Gayrimenkul Avukatına ihtiyacınız varsa Ankara Gayrimenkul Hukuku Avukatı Yunus Soysal ile iletişime geçebilirsiniz.Ankara merkezli hukukçudur. Uzmanlık alanları arasında Kira Hukuku, Miras Hukuku, İdare Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku ve Gayrimenkul hukuku bulunmaktadır. Ankara Barosuna bağlı serbest avukat olarak gerçek ve tüzel kişi müvekkillerin her tür hukuki süreç takibini ve dava takibini yürütmektedir. Mesleki bilgisi ve tecrübesiyle kendi alanındaki davalarda müvekkillerine en iyi sonuçları sunma konusunda azimlidir. Adaletin her zaman en yüksek standartlarda uygulanmasını, bu sayede hukuki süreçlerde bilinçli, etkin ve doğru kararlar alınmasını sağlamaktadır. Müvekkillerimize sunduğumuz hizmetlerimiz kapsamında hedeflenen amaçlara en doğru hukuki destek ile ulaşabilmelerini sağlamayı etik değerlerimize olan bağlılığımız ile elde etmeye gayret göstermekteyiz.
Av. Yunus Soysal İletişim
Web Tasarım: Veomer | Tüm hakları saklıdır. © 2024 Ankara Miras Avukatı