- 0(506)843 20 09
- iletisim@yunussoysal.av.tr
Ankara Miras Avukatı Mı Arıyorsunuz?
Bu makalemizde sizlere yeni malik tahliye ihtarname örneği sunarak taşınmaz yeni malikinin kiracının tahliyesi hususundaki haklarını emsal Yargıtay kararları ışığında sizlerle paylaşacağız. Ancak önemle belirtmeliyiz ki, tahliye ihtarnamesine dayanılarak yürütülecek süreç hukuki bilgiye dayandığından ilgili süreçlerin bir Kira Hukuku Avukatının hukuki yardımı eşliğinde sürdürülmesini tavsiye ederiz.
Türk Borçlar Kanununun 351. Maddesinde Yeni malikin gereksinimi nedeniyle tahliye müessesesi düzenlenmiştir.
“Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir. Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.”
hükmüne yer verilerek kiralanan taşınmazı satın alan yeni malikin satın alma tarihinden itibaren 1 ay içerisinde kiracıya ihtiyaç talebini belirten bir ihtarname göndererek kiracıyı haberdar etmesi gerektiği belirtilmiştir. İhtarname ile tahliye iradesi bildirildikten sonra kiracı taşınmazı tahliye etmediği takdirde iktisap tarihinden 6 ay sonra dava yeni malikin gereksinimi nedeniyle tahliye davası açılabilir.
Yeni Malikin Gereksinimi Nedeniyle Tahliye konusunda Yargıtay Ve Bölge Adliye Mahkemesi emsal kararlarına aşağıda yer verilmiştir.
“Davacı taşınmazı 07.06.2013 tarihinde iktisap etmiş ve 05.07.2013 tarihinde davalı adına keşide ettiği ihtarla kiracısı bulunulan taşınmazı ihtiyacı için satın aldığını, kiralananı tahliye etmesini bildirmiş ve ihtar davalıya 09.07.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda ihtar 1 aylık süre içinde tebliğ edilemediğine göre TBK’un 351.maddesinde düzenlenen yeni iktisap ve ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açma koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.”
“Yargılama konusu olayda: Dosyada bir örneği bulunan taraflarca çekişme konusu olmayan .. başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiralanan konut niteliğindeki mecurun yeni malik tarafından tahliyesi için dava açtığı, mecurun tapu kaydının dosyaya celbedildiği, davacının mecura ihtiyacı olduğunu ispata yönelik hiçbir delil bulunmadığı, malikin kirada oturduğunun dahi iddia ve ispat edilmediği, mecura malik olmanın veya önceki malikten mülkiyeti devralmanın kiracının tahliyesi için yeterli olmadığı, malikin ihtiyacının gerçek, samimi ve sürekli bir ihtiyaç olması gerektiği ve bu hususun iddia eden tarafça ispatı gerektiği halde ispata yönelik hiçbir delil ortaya konulamadığından davanın kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, davanın ispat edilememesi nedeniyle reddi yerine kabulüne karar verilmiş olması sebebiyle, İncelenen mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK … maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.”
“Kiralananı iktisap eden kimsenin, kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle tahliye isteyebileceği hükmünü içermektedir. Kanun hükmüne ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre gerçek kişi şirketin ihtiyacı nedeniyle tahliye isteminde bulunamaz. Mahkemece bu hususun değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairece verilen önceki bozma ilamının kaldırılarak mahkeme hükmünün açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.”
“Davacının kayınvalidesine yakın olan mecuru ikiz çocuklarıyla kayınvalidesi ilgilendiğinden burada ikamet etmek üzere satın aldığını, bu nedenle Tuzla’daki kendine ait taşınmazdan kayınvalidesine yakın olan şuan da oturduğu yerde kiracı olarak ikamet etmeye başladığını, davalı mecuru boşaltmadığı için kirada oturmak zorunda kaldığını, taşınmaza ihtiyacı olduğu, ihtiyacının samimi ve zorunlu olduğunu iddia ettiği, Davalının ise, davacının mecuru kendisinin 2 yıl kullanmak zorunda olduğunu bilerek satın aldığını, kaldı ki davacının eşi ve kendisi adına kayıtlı ihtiyacı görebilecek başka taşınmazlarda bulunduğunu ve ihtiyacın samimi ve zorunlu olmadığını savunduğu,
Davacının hali hazırda kirada oturduğu, çocuklarıyla ilgilenecek kişiye yakın olan dava konusu mecuru satın aldığı, ihtiyacı görecek başka taşınmazı bulunmadığı, daha önce ikamet ettiği Tuzla ilçesindeki taşınmazın kirada olduğu, tanık beyanlarının da ihtiyacı doğruladığı, ihtiyacın samimi ve zorunlu olduğu, davacının davasını ispat ettiği,
Kira sözleşmesi yapıldıktan sonra mecurun mülkiyetinin el değiştirmesi halinde yeni malikin ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açmak için iki seçeneğinin bulunduğu, TBK 350.madde gereğince kira sözleşmesinin bitiminden itibaren bir ay içinde tahliye davası açabileceği veya TBK 351.madde gereğince edinme tarihinden itibaren bir ay içinde ihtarname tebliğ etmek suretiyle altı ay sonra dava açabileceği, yeni malikin her iki seçeneği ayrı ayrı kullanma imkanının bulunduğu, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre sair istinaf taleplerinin reddine, Ancak; Davacının konut ihtiyacı bulunduğu usulünce ispat edilmesine rağmen davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi nedeniyle kararın yanlış olduğu, yanlışlık duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte olduğundan HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mahkeme kararının düzeltilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.”
“Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp sözleşme sonuna kadar açılması mümkündür. Ancak edinmeyi izleyen bir ay içerisinde bildirimin tebliği zorunlu olup bunun sonradan giderilmesi mümkün değildir. Açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın varlığının kanıtlanması gerekir.
Davalının, 25.01.2015 başlangıç tarihli, iki yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu taşınmaz davacı tarafından 24.06.2015 tarihinde satın alınmış ve davalıya 03.09.2015 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile kiralanana ihtiyacı bulunduğu ve sözleşmenin yenilenmeyeceği bildirilerek iktisap tarihi olan 24.06.2015 tarihinden itibaren 6 ay içinde taşınmazı tahliye etmesi istenilmiştir. Davacı taşınmazı iktisap ettikten sonra ihtiyaç durumunu bildirir ihtarnameyi 03.09.2015 tarihinde davalıya tebliğ ettirmiş olup, bu ihtarname iktisap tarihinden itibaren bir ay içinde tebliğ edilmediğinden davacının TBK’nun 351. maddesine dayanarak açtığı dava süresinde değildir. Açıklanan bu olgu karşısında süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
İHTARNAME
İHTAR EDEN : …………………(isim soyisim) ………………….. (TC: …………………………………..)
……………………………..(adres)……………………………………………………………….
VEKİLİ : Av. YUNUS SOYSAL
Kavaklıdere Mah. Havuzlu Sk. No:4/13 Çankaya/Ankara
MUHATAP : …………………(isim soyisim) ………………….. (TC: …………………………………..)
……………………………..(adres)……………………………………………………………….
KONU : 6098 sayılı Kanun Uyarınca İhtiyaç Nedeniyle Tahliye İhtarı
AÇIKLAMALAR :
Sayın Muhatap;
…/…/20… başlangıç tarihli kira sözleşmesi kapsamında ………………………………………………………………………… adresinde kain taşınmazda kiracı olarak oturmaktasınız.
Kiracı olarak oturmakta yukarıda adresi belirtilen taşınmazı …/…/20…. tarihinde müvekkilim satın almış bulunmaktadır. Bu taşınmaz müvekkilimin kendi ihtiyacı için kullanılacağından, taşınmazı …/…/20.. tarihine kadar tahliye ederek teslim etmenizi, Bu süre zarfında kiracı olarak ödemekle yükümlü bulunduğunuz kira bedelllerini ……… Bankası A.Ş./ …….. Şubesi TR000000000000000000000 Iban numaralı …………………….’in banka hesabına yatırmanızı, aksi halde yukarıda belirtilen tarih sonunda hakkınızda yeni iktisap ve ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açacağını, yapılacak kira ödemelerinin tahliye davası için yargıya başvurma hakkı saklı tutulmak kayıt ve şartı ile alınacağını ve yapılacak tüm yargılama giderlerinin tarafınızdan talep edileceğini ihtaren bildiririm.
Sayın Noter; Üç nüshadan ibaret olan ihtarnamenin bir nüshasının muhataba normal tebligat ile tebliğini , bir nüshasının tebliğ şerhiyle tarafımıza iadesini ve bir nüshanın da dairenizde saklanmasını saygıyla arz ederim.
İHTAR EDEN VEKİLİ
AV. YUNUS SOYSAL
Yazımızı burada noktalıyoruz ve faydalı olmasını diliyoruz. Ankara Kira Hukuku Avukatı Yunus Soysal, Kira hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların yargı mercileri önünde çözülmesine ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık desteği sağlamaktadır. Ankara Kira Hukuku Avukatı Yunus Soysal alanına giren davalarda her tür hukuki süreç takibini yerine getirmektedir. Sizlerin de Kira Avukatına ihtiyacınız varsa Ankara İdare Hukuku Avukatı Yunus Soysal ile iletişime geçebilirsiniz.Ankara merkezli hukukçudur. Uzmanlık alanları arasında Kira Hukuku, Miras Hukuku, İdare Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku ve Gayrimenkul hukuku bulunmaktadır. Ankara Barosuna bağlı serbest avukat olarak gerçek ve tüzel kişi müvekkillerin her tür hukuki süreç takibini ve dava takibini yürütmektedir. Mesleki bilgisi ve tecrübesiyle kendi alanındaki davalarda müvekkillerine en iyi sonuçları sunma konusunda azimlidir. Adaletin her zaman en yüksek standartlarda uygulanmasını, bu sayede hukuki süreçlerde bilinçli, etkin ve doğru kararlar alınmasını sağlamaktadır. Müvekkillerimize sunduğumuz hizmetlerimiz kapsamında hedeflenen amaçlara en doğru hukuki destek ile ulaşabilmelerini sağlamayı etik değerlerimize olan bağlılığımız ile elde etmeye gayret göstermekteyiz.
Av. Yunus Soysal İletişim
Web Tasarım: Veomer | Tüm hakları saklıdır. © 2024 Ankara Miras Avukatı